Bu başlığı ikinci defa kullanıyorum. Dün akşam kız öğrenci yurdundan, hep bir ağızdan açız sesler yükselmeye başladı. Bunu erkek öğrenciler yapsa, hemen vay anarşistler, nankörler, diye diye üzerlerine polis panzerlerle saldırıp, yerlerde sürükleyerek, hapislerde süründürürlerdi. Demokrasinin geliştiği ülkelerde bunun demokratik bir insan hakkı olduğu bilinci ve anlayışı gelişmediği için siyasi iktidarın kırmızı çizgisi ve gençlerinde lanetli bir iş yaptığı algısını oluşturmaktadırlar. Yurt yapıp üniversite öğrencileri barındırmak, beslenmelerini sağlamak, batı ülkelerde olduğu gibi bizde de bir lütuf değil, devletin görevi olduğu bilinci maalesef hala ülkemizde kavranmış değildir.
Fakat bu gösteri cesaretini gösteren üniversiteli kızlarımızı gösterdikleri cesaretten dolayı, kız torunu üniversitede okuyan bir büyük baba olarak, bu kızlarımızı kutluyorum, selamlıyorum. Uganda’ya 30 milyon dolar hibe vereceğinize, önce yurtlarınızda aç bıraktığınız üniversiteli kızlarınızı doyurun. Onlar bu ülkenin en değerli genç bireyleri ve vatandaşlarıdır.
Ordu’nun Korgan ilçesi Kaymakamı Cumhuriyet Bayramında Atatürkçü bir konuşma yaptı diye görevden açığa alındı. Bu ibretlik olaydan sonra Atatürk ve Cumhuriyet değerlerin tehlikede olup olmadığına siz karar verin. Bunun ülkemiz için beka sorunu olup olmadığını Sayın Bahçeli’ye sorun.
Geçtiğimiz günlerde CHP İstanbul İl başkanı Sayın Canan Kaftancıoğlu, Halk TV’de İpek Özbey’in konuğu olmuştu. Sayın İpek Özbey, kendisine Atatürkçü olmadığı konusunda dedikoduların olduğunu sordu. Kaftancıoğlu da “ Ben 3. Dönem CHP İstanbul İl Başkanı seçildim. CHP’de Atatürkçü olmayan birisini asla barındırmazlar. CHP Atatürk’ün kurduğu bir partidir. Benim Atatürkçü olmadığımı söylemek, art niyetli bir iddiadır.” Dedi. Bu dedikoduyu, AKP’nin yayın organı CNN ‘Türk ekranlarında, güya yalandan AKP muhalifi görünüp, muhalefeti aşağılayıp, AKP’nin değirmenine su taşıyan, Hakan Bayrakçı ve Hulki Cevizoğlu’yla kapak olsun. Bence bu ikisi ve buna benzerleri, İstanbul BBB. Seçimlerin İmamoğlu’nun yanında kahramanca mücadele eden, Canan Kaftancıoğlu’ndan özür dilemeli. Büyük üstat, büyük yazar, Kars Hanak’lı Ümit Kaftancıoğlu’nun oğlu ile evli olan Canan Hanımı uydurma sözlerle Atatürkçü olmadığını söylemek ayıptan öteye bir rezilliktir. Ümit Kaftancıoğlu, Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Hasan Ali Yücel, gibi aydınlığından korkulduğu için katl edilen yazarlardandır.
Sayın Cumhurbaşkanı Roma’da çok sevdiği, görüşmeyi çok istediği ABD başkanı Bidenle görüştükten sonra, Glaskova gitmesi planlanmışken yurda geri dönünce ve görüntülerindeki ağır hareketlerinden dolayı, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ciddi rahatsızlığı olduğu,2023’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayacağı konusunda söylentiler başladı. Bütün bunların sonunda, AKP çevreleri büyük bir üzüntüye kapıldı. Muhalefet ise, sanki artık Cumhurbaşkanlığı seçimleri çantada keklik imiş gibi içten içe sevinmeye başladılar.
Oysa ne olursa veya kim olursa olsun. Bir insanın, hatta bir canlının ölümünden zevk alınmaz. Bu davranış insan olmanın gereğidir. Hastalığından, ölümünden zevk duyulmaz. Elbette hepimiz bir gün öleceğiz, bu dünyada baki değiliz. Hepimiz bir gün toprağa düşüp, mahşerde bu dünyada yaptığımızın hesabını vereceğiz. Bizim gibi Sayın Cumhurbaşkanı da rahmeti rahmana ulaşacak, mahşerde o da bizim gibi yaratana hesap verecek. Mesela bu ülkenin vatandaşları 2825 TL asgari ücret alıp geçinmeye çalışırken, onun imzası ve onayı ile 4-5 maaş çalıştığı yerin ve yönetim kurulu üyesi oldukları kurumlardan huzur hakkı adı altında yüzbinlerce TL maaş alanların ve kendisi ile beraber bu adaletsiz ballı maaşın kaldırılması istenmişti. Bunun için TBMM’de Kanun teklifine AKP’lilerle beraber hayır oyu veren MHP ve onun Genel Başkanı Sayın Bahçeli de hesabını mahşerde verecektir. Birçok gazetecinin, kendisinin Soros ile başbaşa toplantılar yaptığı resimler yayınlanmasına rağmen, Ergenekon davalarında olduğu gibi, Sorosçulukla suçladığı, uydurma delillerle Kavalayı yıllardır zindanda tutup, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen dünya ile çatışmaya devam ederek, Kavala’ nın zindanda tutuyor olması, bu insan hakkının hesabını mahşerde nasıl ödeyecek?
Doğuda Sayın Meral Akşener’e eşlik eden Kocaeli Milletvekili Lütfi Türkkani sıkıştırıp daraltan bir muhalif vatandaşa küfür etmesi, epey yankı uyandırdı. Sayın Türkkan’a öncelikle İyi Partili dostlarımın tepki gösterdiğini görünce, bunu takdirle karşıladım. Fakat bu konu ile ilgili Sayın Türkkan hatasını anlayıp, kamuoyu önünde özür diledi. Seçim zamanı yaklaştıkça gerilimin artacağını, siyasi iktidarın zaten gerilimden, kavgadan beslendiğini, Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Bahçeli’nin çatışmacı ve küfür dolu tutumlarından anlamak mümkün. Onun için muhalefet çevrelerinin sabırlı olması gerekmektedir. Seçim zamanı yaklaştıkça, siyasi iktidarın tek beslenme kaynağı şehitlerimiz olduğunu bilmek için çok derin bilgiye gerek yoktur. Çok kızarlarsa, benim onlara tavsiyem. Böyle hata yapanların diline acı biber sürsünler.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. Bizden söylemesi.