“ ARANIYOR “

Körfez Belediyesi’nin Ak Partili Meclis Üyesi Selami Tanış’ın belediyeye ait hurda tel çitleri, belediye aracıyla kendi evine götürdüğünü yaptığımız özel haberle kamuoyuna duyurmuştuk…

Belediyedeki tüm görevlerinden ve meclis üyeliğinden istifa eden Selami Tanış’ın ardından, bu olayı kimin fotoğraflayarak dışarı sızdırdığının peşine düşülmüş…

Büyük büyük lokmalar yiyip, küçük düşünerek işini gücünü bırakıp dedektifliğe soyunan belediyemizin kıymetli yöneticilerine yardımcı olmak,

Fotoğraf ve videonun ilk geldiği kişi olan zatıalimin borucudur…

Körfez Belediyesi tarafından düzenlenerek verilen ve emniyet tarafından operasyon düzenleneceği öğrenildiğinde bilgisayar kayıtlarından silinen sahte iş bitirmelerde olduğu gibi,

Bu eyleminde, sıradan bir işçi yada memurun tek başına aldığı bir inisiyatif olduğuna, en başından beri inanmıyorum…

Tabi hal böyleyken, yeni yeni kabuk bağlamaya çalışan yarayı kaşımaya başladım…

Kaşıdıkça da kanadı…

Konuyla ilgili bir çok iddia var…

Bunlardan bir tanesi yeni kadastro yolları açmak için alınan hizmetle ilgili…

İddia şöyle ki;

Körfez Belediyesi, yeni kadastro yolları açmak için Fen İşleri Müdürlüğü üzerinden " 21 F " yöntemiyle hizmet alımı yapmış.

Fen İşleri Müdürü Serkan Yeğnidemir’in Selami Tanış’ı bilgilendirmesi üzerine, bu işin kimle yapılabileceğini araştırıp, Herke bölgesinden Hakan Çağıl’ı bulmuşlar…

Sanırım 2 ekskavatör ve 3 tır için de aylık 80 bin TL karşılığında da, bu işi Çağıl’a vermişler…

Başkan yardımcısı Faruk Denli’de olayı öğrenir öğrenmez, benden habersiz iş çeviriyorlar diye ortalığı yangına vermiş…

Denli, Yeğnidemir’i fırçaladıktan sonra, Selami Tanış’la başlamış tartışmaya…

Vallahi bende bu iddiaları duyunca sizler gibi,

“ VAY BE “

Dedim, dersem yalan olur…

Sabah saatlerinde sevdiğim ve değer verdiğim bir abim video atmış.

Yaklaşık 24 dakikalık video da, ismi lazım değil vatandaşın biri güzel bir hikaye anlatıyor…

“ Alim hocalardan biri atını alıyor, yanında belli bir olgunluğa erişmemiş genç öğrencisiyle,

Bir şehirden başka bir şehre gitmek için yola koyuluyorlar. Uzun bir yol aldıktan sonra atın üzerindeki Alim, öğrencisinin yorulduğunu görünce, kendi kendine düşünüyor. Bu kadar yol geldik birazda o atın üzerine binsin diyor.

Alim attan iniyor ve öğrencisine “ sen yoruldun gel birazda sen bin “ diyor.

Genç öğrenci biniyor atın üzerine…

Bir süre atın üzerinde yol aldıktan sonra, atın güzelliği genç öğrencinin nefsini kabartıyor.

Çocuk “ hocamı da bırakıp basayım gideyim “ diyerek nefsine uyup bindiği atı dehlemeye başlıyor.

Daha 100 metre gitmeden, çocuk atla birlikte yuvarlanıp düşüyor.

Tabi kafası gözü kırılmış, kan revan içerisinde yerden kalkan çocuk,

Alim olan hocasını görünce,

“ Hocam, siz nasıl bir alimsiniz ki daha 100 metre gidemeden Allah bana bu cezayı verdi. Kusuruma bakma, ben gencim nefsime uydum, beni affet “ diyor.

Alim dönüyor çocuğa  “ Vallahi senin için kalbimden hiç kötülük geçirmedim. Hatta yolu açık olsun bile dedim. Eğer ki ben sana içimden buğuz etseydim, beddua etseydim belki sen şimdi yaşamıyor olurdun. Ama gel gör ki, muhtemelen bunlar geçmişte yaptığın hataların bedelidir “diyor.

İşte bu yüzden olan ve olmuş olayların geçmişte yaşadıklarımızla ilgisine ve alakasına bakalım…

Bu kadar ip ucunun ardından bulamadık derseniz de,

Bir haftalığına belediye billboardlarına

“ WANTED “

Yazın gitsin…

Belki o zaman fotoğrafı çekeni de, çektireni de bulur,

Böyle bir olayı ortaya çıkardığı için ödüllendirirsiniz...