Yasin EKİNCİ
Yasin EKİNCİ

Ve yine sizlerleyim…

31 Mayıs 2020 Saat: 21:10
YORUM YAPTavsiye EtYazdır

Bu yazı 1.337 kez okunmuştur

Bu mesleğin alaylılarındanım.
Kırmızı Kocaeli Gazetesi’nin dönemin istihbarat şefi Bülent Ekinci bir gün beni aradı ve “ Yasin Körfez İlçe de temsilci arıyoruz “ dedi. O saate kadar eline fotoğraf makinesi bile almamış ben, yakınlarımızdan biri düşünüldüğü kanaatiyle kim yapabilir, kimi düşünüyorsun abi diye sordum. Bana “ sen “ dediğinde kısa bir süre hiç bir şey söylemeden güldüm ve ardından, abi ben ne anlarım gazetecilikten diyerek cevap verdim. Elime fotoğraf makinesi bile almamış biriyim bunu da çok iyi biliyorsun dediğimde, sen yaparsın karşılığını aldım.
Ve işte o gün gazeteciliğin bir meslekten öte yaşam biçimi olduğu sözünün gerçekliğini anladım.
Körfez İlçe’den hemen hemen her gün Kocaeli Gazetesi’nde imzamla bir iki haber yer alıyordu. Hatta işten anlamayan Körfez temsilcisi ben, gazeteciliğe yeni başlamış olmama rağmen gazetenin manşet ve sür manşet haberlerinin altına imzamı atmıştım. Daha sonra İhlas Haber Ajansı’nda doğan bir boşluktan dolayı yine Bülent Ekinci referansıyla İHA Kocaeli bürosunda işin mutfak kısmında daha iyi pişmek için göreve başladım. Gökhan Ayar ve o dönem yine aynı büroda çalışan Recai Yüksel’in yanında işin mutfağına girmiştim. O dönem camianın mutfağı zengin olduğu için şanslıydım. Hakan Süer, Gökhan Karabulut, Gönül Efe, Abbas Çakar, Yeliz Koray, Sercan Özden, Suriye Çatak, Zeynep Yalçın, Recep Şehoğlu, Bülent Ekinci, Şennur Yıldız, Ergün Ayaz, Mevlüt Soysal gibi daha isimleri uzatabileceğim bir birinden kaliteli isimler ve kendi alanlarında ustalıklarını başarıları ile kanıtlamış insanların arasında, mutfaklarında var olup piştim. Hiçbir dönem benden samimiyetlerini esirgemeyen ve meslekle ilgili bana büyük kazanım ve değerler katan bu güzel isimlere böyle bir yazı vesilesi ile de sizlerin huzurunda ayrıca teşekkür ederim.
Aradan geçen kısa zaman zarfı içerisinde temsilcilikle başladığım Kocaeli Gazetesi’nin bu sefer merkezde kadrolu muhabiri olarak göreve başladım. Hayatım boyunca kendi işimin dışında hiçbir iş tecrübesi olmamış dik kafalı ben, yaptığım işten büyük zevk ve haz alıyordum. Toplum menfaatlerini korumak için gönüllü olarak kamu görevi yapmak, yaptığın haberler ile insanları bilgilendirmenin vermiş olduğu manevi huzurun izahatı ve tarifi bu güne kadar hiçbir lisanla mümkün olmadı benim için.
Gazetecilik hayatınıza manen çok büyük doygunluk katsa da maddi olarak bir gelir kapısı değildir. Kısacası gazeteciyseniz ekonomik olarak ne uzarsınız ne kısalırsınız. Hal böyleyken diğer taraftan İzmit merkez de bir AVM içerisinde dükkan alarak diğer taraftan ticaretime de devam ettim. Kendi işimden ziyade mesleğe ayırmış olduğum zaman ve ardından yaşanılan ekonomik kriz ticaretimi sıkıntıya sokmuştu. Benim için ince bir yol ayrımıydı. Bu süreçte bir karar vermem gerekiyordu ve Kocaeli Gazetesi’nde ki muhabirliğime ara verip kendi işimin başına geçtim. Geçtiğimde de aslında zaman olarak geç kalmıştım.
Daha sonra yeniden doğduğum ve doyduğum yere Körfez İlçe’ye geri döndüm. Burada da küçük çaplı esnaflığım devam ediyordu. Doğup büyüdüğüm mahallemde basit gibi görülse de geçimimi sağlayacak bir kıraathanem vardı. Başladığım yere geri dönerek, yine çay satmaya devam ettim. Böyle olmasına rağmen yine de bu meslekten uzak duramadım. Camia içerisinde kazandığım dostluklar aynı samimiyetle devam etmişti.
Muhabirliğin ve gazeteciliğin hasretini çekiyordum. O dönem Körfez İlçe’de iki ortaklı Körfez Olay isimli yerel gazete kurdum. İlçe gazetelerinin alışılmışın dışında yayın politikası ve farklı bir haber anlayışıyla siz okuyucularımı buluşturmanın mutluluğunu yaşıyordum. Ardından Günaydın Körfez isimli, tek başıma kurmuş olduğum gazetenin böyle bir köşesinde sizlerle yazılarımla buluşmaya devam etmiştim. O süreç benim için çok zor bir sürecin başlangıcıydı. Gazeteciliğim boyunca hokkamı hiçbir zaman dilenci çanağı, kalemimi ise güç değneği yapmayan ben, yazmış olduğum köşe yazılarım sonucu 15 Temmuz faillerinin sıkı takibindeydim. Karanlık dipsiz bir kuyuya çekilmek için fırsat kollanıyordu. Bu zaman diliminde dönemin Körfez Belediye Başkanı Yunus Pehlivan’ın aracı kurşunlanmış hainlerde bunu kendilerine fırsat olarak görmüşlerdi. Kocaeli Emniyeti Organize Şube Müdürlüğü sabaha karşı ben ve benim birçok arkadaşıma eş zamanlı operasyon düzenlemişti. Hiçbir somut delil olmadan yapılan bu operasyonunun nedeni, yazılarımın kamuoyunda yarattığı etkiyi azaltmak için psikolojik tahribatla şahsımı itibarsızlaştırmaktı. Gazetemin kapanmasına neden olarak bunu büyük ölçüde de başarmışlardı. Neticesinde 2.5 yılın ardından olayın gerçek faalleri olayda kullanılan suç unsuru silahın ele geçmesiyle ortaya çıkmış, suçsuzluğum yargı nezdinde de kanıtlanarak dosyadan beraat ettirilmiştik. ( İlerleyen günlerde bu süreci sizlere detayları ile birlikte paylaşacağım ) Hayatımdan gasp edilerek çalınan 2.5 yılın ardından da bu defa sağlık problemlerim sonucu camiadan uzak kalmak zorunda kaldım. Daha sonra Körfez Olay isimli gazetemi geçmişteki ortağımla aktifleştirerek yeniden sizlere olan özlemimi sonlandırmıştım. Ardırdan kuruculuğunda yer aldığım bu yapıyla yollarım ayrıldı.
Her başarılı adamın ardında bir kadın vardır derler. Benim başarımın arkasında ki kadın da annemdi. Çok değil basın camiasına yeniden döndükten birkaç sene sonra lenfoma kanseri olan annemin kaybıyla psikolojik yıkıntıya uğrayarak bu kaybın enkazında kaldım. O boşlukta, eski defterler ve hak edilmemiş bir ifadeyle dümdüz muhatap kalınmanın, hayatınızdaki en değer verdiğiniz kadına, anneme karşı yaşatılmış olduğum mahcubiyetin karşılığını aradım. Bulduğumda ise yaşadığım acının bu şekilde hafifleyebileceğini düşünüyordum. Tecrübe olarak tüm kazanımlarımın bedelini hayatımdan vererek ödediğime inanırım. İnsanlar ve yaşanmışlıklarım beni yıpratmış olsa da, yaşadığım hiçbir şeyden dolayı pişmanlık duymadım. Bu nedenle o dönem belki acım hafiflemedi ama siyasi istikbali için birilerinin tezgahtarlığını yapanların yanına yaptıkları kar kalmadı.
İşte o zamandan bu zamana kadar geçen koca üç yıl. Hayatımdan hiç edilen bu üç yıl boyunca düşünecek çok vaktim oldu. Yaptıklarımı da yapmadıklarımı düşündüm. Rahmetli annem ve ailemin bana kattığı en güzel değer, insanlarla olan ilişkilerde hiçbir şeyin maneviyatının önüne geçmemesi gerektiği ve insan olmanın en büyük özelliğinin bu olduğu gerçeği olmuştur. Bu gerçeği hayatında bir ilke olarak benimsemiş birinin çok kolayca insanlar tarafından tavlanabileceğini kendimden dolayı çok iyi biliyorum.
Geride bıraktığım üç yılda, yaşanmışlıklarımdan sağladığım kazanımları tecrübe edinmiş ve bu olgunlukla bu köşeden yine sizlerle birlikte olacağım. Gördüklerimi, bildiklerimi ve düşündüklerimi en yalın haliyle Kocaeli Fısıltı aracılığı ile sizlere aktaracağım. Kocaeli ile ilgili haber değeri olan her şeyi bu siteden sizlere ulaştıracağım. Ben ve çalışma arkadaşlarım “Parayı verenin çalabileceği düdüğü değil, sizlerin desteğinden alacağı gücün vermiş olduğu özgürlükle”, sizlerle olacağız. Haber politikasıyla ve ilkesiyle Kocaeli Fısıltı olarak sizlerin müşterek sesi olacağız.

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Fısıltı Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

BİZİM MAHALLEYE BİR DELİ LAZIM!..24 Şubat 2024 Saat: 22:17
Zurnanın Zart Dediği Yerde...14 Eylül 2023 Saat: 22:23
SİZ CENNET İSTİYORSUNUZ AMA…25 Ekim 2022 Saat: 17:01
KİM - YASAL21 Ekim 2022 Saat: 17:38
Recep ve Aveneleri29 Eylül 2022 Saat: 16:12
Tüm Yazıları
UA-167564519-1 Yukarı ↑